Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) Garı'nda yaşanan yolcu garantisi krizi, kamuoyunda büyük yankı uyandırmaya devam ediyor. Kolin, Cengiz ve Limak ortaklığıyla inşa edilen garın işletmesi sırasında garanti edilen yolcu sayısına ulaşılamaması, Hazine'den bu şirketlere milyonlarca lira aktarılmasına neden oldu. Bu durum, vatandaşların tepkisini çekerken, kamu kaynaklarının kullanımı konusundaki tartışmaları da alevlendirdi.
Yolcu Garantisi Neden Tutmadı?
Ankara YHT Garı projesi hayata geçirilirken, belirli bir yolcu sayısının garanti edilmesi öngörülmüştü. Ancak, garın açıldığı 2016 yılından bu yana, bu hedefe bir türlü ulaşılamadı. Uzmanlar, yolcu sayısının düşük kalmasının nedenleri arasında, yüksek hızlı tren seferlerinin yetersizliği, bilet fiyatlarının pahalılığı ve garın şehir merkezine uzaklığı gibi faktörleri gösteriyor.
Yolcu garantisi uygulamasının temel mantığı, eğer şirket garanti edilen yolcu sayısına ulaşamazsa, aradaki farkın devlet tarafından karşılanmasıdır. Bu durum, özel sektörün risk almadan kar elde etmesini sağlarken, kamu kaynaklarının da etkin kullanılmamasına yol açabiliyor. Ankara YHT Garı örneğinde de, garanti edilen yolcu sayısına ulaşılamaması nedeniyle, Hazine'den Kolin, Cengiz ve Limak ortaklığına milyonlarca lira aktarıldığı belirtiliyor.
Vatandaşın Cebinden Şirketlere Akan Milyonlar
Hazine'den şirketlere aktarılan bu paralar, aslında vatandaşların ödediği vergilerden karşılanıyor. Yani, YHT Garı'nı kullanmayan veya kullanamayan vatandaşlar da, bu projenin finansmanına dolaylı olarak katkıda bulunmuş oluyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir adaletsizlik olarak algılanıyor ve yolcu garantisi gibi uygulamaların sorgulanmasına neden oluyor.
Bu tür projelerde şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması büyük önem taşıyor. Projelerin fizibilitesi yapılırken, gerçekçi tahminlerin yapılması ve kamu kaynaklarının en verimli şekilde kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde, Ankara YHT Garı örneğinde olduğu gibi, vatandaşın cebinden şirketlere milyonlarca lira aktarılması gibi durumlarla karşı karşıya kalınabiliyor.
Sonuç
Ankara YHT Garı'nda yaşanan yolcu garantisi krizi, kamu özel işbirliği projelerinin risklerini ve potansiyel sorunlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Garanti edilen yolcu sayısına ulaşılamaması nedeniyle Hazine'den Kolin, Cengiz ve Limak ortaklığına milyonlarca lira aktarılması, kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Bu durum, bu tür projelerde şeffaflık, hesap verebilirlik ve gerçekçi fizibilite çalışmalarının önemini bir kez daha vurguladı. Umuyoruz ki, bu tür olaylar gelecekte yaşanmaması için gerekli önlemler alınır ve kamu kaynakları daha etkin bir şekilde kullanılır.
