Yerli Savunma Sanayii Hamlesi: Kacır'dan Şok Açıklamalar!
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, savunma sanayiinde kaydedilen büyük ilerlemeyi vurgulayarak, yerlilik oranının %80'in üzerine çıktığını açıkladı. Bu gelişme, Türkiye'nin savunma alanındaki bağımsızlığını güçlendirme yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Kacır, bu başarının arkasında, ana yüklenicilerden KOBİ'lere, araştırma kuruluşlarından üniversitelere kadar uzanan geniş bir ekosistemin bulunduğunu belirtti.
Savunma Sanayiinde Yerlilik Oranı Neden Önemli?
Savunma sanayiinde yerlilik oranının artması, bir ülkenin dış politikadaki hareket kabiliyetini artırır ve stratejik bağımsızlığını güçlendirir. Kendi teknolojilerini üretebilen bir ülke, uluslararası arenada daha güçlü bir konuma sahip olur ve olası ambargolara karşı daha dirençli hale gelir. Ayrıca, yerli üretim, ülke ekonomisine katkı sağlar ve istihdamı artırır.
- Ekonomik Bağımsızlık: Yerli üretim, döviz çıkışını azaltır ve ülke ekonomisini güçlendirir.
- Teknolojik Gelişim: Yerli üretim, teknolojik bilgi birikimini artırır ve yeni teknolojilerin geliştirilmesine öncülük eder.
- Stratejik Güvenlik: Yerli üretim, dışa bağımlılığı azaltır ve ülkenin güvenlik risklerini minimize eder.
SAHA İstanbul'un Rolü
SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi'nin 6’ıncı Olağan Genel Kurul toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar, kümelenmenin 10 yıl içinde 27 üyeden 1300'ü aşkın üyeye ulaşarak Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi haline geldiğini belirtti. Bayraktar, küresel savunma harcamalarının 2,7 trilyon dolara ulaştığına dikkat çekerek, bu durumun jeopolitik gerilimlerin ve güvenlik arayışlarının bir yansıması olduğunu vurguladı. Ayrıca, Avrupa'daki savunma harcamalarındaki artışın, kıtanın güvenlik mimarisinin yeniden şekillendiğinin bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Bu gelişmeler ışığında, Türkiye'nin savunma sanayiindeki yerlilik hamlesi, ülkenin geleceği için büyük önem taşıyor. Yerli üretim kapasitesinin artırılması, Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olma yolundaki hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacaktır. Savunma sanayiindeki bu atılım, Türkiye'nin sadece askeri gücünü değil, aynı zamanda ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını da pekiştirecektir.
