Şentop'tan ABD'ye Sert Sözler: İsrail'e Saldırı Meşru mu?
Gündem

Şentop'tan ABD'ye Sert Sözler: İsrail'e Saldırı Meşru mu?


22 June 20255 dk okuma26 görüntülenmeSon güncelleme: 01 August 2025

TBMM eski Başkanı Mustafa Şentop, ABD'nin nükleer tesislere yönelik olası bir saldırısının meşruiyeti üzerine çarpıcı bir yorumda bulundu. Şentop, "Nükleer tesis vurmak meşru ise, başta İsrail olmak üzere birçok ülkeye saldırı da meşrudur" ifadelerini kullandı. Bu açıklamasıyla Şentop, uluslararası hukuk ve siyasi dengeler açısından önemli bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Şentop'tan Tartışma Yaratan Çıkış

Mustafa Şentop'un bu açıklaması, uluslararası arenada yankı uyandırdı. Şentop, bir nükleer tesisin vurulmasının meşru kabul edilmesi durumunda, bu durumun diğer ülkelere yönelik saldırıları da meşrulaştırabileceğine dikkat çekti. Özellikle İsrail'i hedef alarak yaptığı bu yorum, bölgedeki hassas dengeleri gözler önüne serdi.

Şentop'un sözleri şu şekildeydi:

"Eğer bir ülkenin nükleer tesisini vurmak meşru ise, o zaman başta İsrail olmak üzere birçok ülkeye saldırmak da meşrudur. Bu durum, uluslararası hukukun temel ilkelerine aykırıdır ve dünya barışını tehdit eder."

Şentop'un bu çıkışı, farklı kesimlerden destek ve eleştiri aldı. Bazı hukukçular ve siyaset bilimciler, Şentop'un uluslararası hukukun ihlaline dikkat çekerek önemli bir noktaya değindiğini belirtirken, bazıları ise bu tür açıklamaların gerginliği artırabileceği ve diplomatik çözüm yollarını engelleyebileceği yönünde endişelerini dile getirdi.

Uluslararası Hukuk ve Meşru Müdafaa Hakkı

Uluslararası hukukta, bir ülkenin başka bir ülkeye saldırması ancak meşru müdafaa hakkı çerçevesinde mümkün olabilir. Meşru müdafaa hakkı, bir ülkenin kendisine yönelik silahlı bir saldırı olması durumunda, orantılı bir şekilde karşılık verme hakkını ifade eder. Ancak, bir ülkenin nükleer tesislerini vurmak, meşru müdafaa kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışmalı bir konudur.

Nükleer tesisler, bulundukları ülkeler için stratejik öneme sahip olabilirler. Ancak, bu tesislerin vurulması, çevresel felaketlere ve sivil kayıplara yol açma potansiyeli taşıdığı için uluslararası hukukta hassas bir konudur. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA),nükleer tesislerin güvenliğini sağlamak ve nükleer silahların yayılmasını önlemek amacıyla çeşitli çalışmalar yürütmektedir.

Türkiye'nin Dış Politikası ve Bölgesel İstikrar

Türkiye, dış politikasında bölgesel istikrarı ve uluslararası hukukun üstünlüğünü savunmaktadır. Türkiye, farklı ülkelerle diyalog ve iş birliği yoluyla sorunların çözülmesini desteklemekte ve gerginliği artıracak adımlardan kaçınmaktadır. Mustafa Şentop'un açıklaması, Türkiye'nin bu genel dış politika çizgisiyle uyumlu olmakla birlikte, özellikle İsrail'e yönelik eleştirileriyle dikkat çekmektedir.

Bölgesel istikrarın sağlanması için tüm aktörlerin sorumluluk sahibi bir şekilde hareket etmesi ve uluslararası hukukun temel ilkelerine saygı göstermesi gerekmektedir. Aksi takdirde, gerginliklerin tırmanması ve yeni çatışmaların ortaya çıkması kaçınılmaz olabilir.

Mustafa Şentop'un açıklamaları, uluslararası hukuk, bölgesel güvenlik ve Türkiye'nin dış politikası açısından önemli bir tartışma başlatmıştır. Bu tartışmanın, uluslararası ilişkilerde daha sağduyulu ve yapıcı yaklaşımların geliştirilmesine katkı sağlaması umulmaktadır. Unutulmamalıdır ki, barış ve istikrarın korunması, tüm ülkelerin ortak sorumluluğundadır.