Çocukken bir araya gelip mutlu bir şekilde oyuna başlardık. Ancak içimizden biri, oyunbozanlık yaparak tüm hevesimizi kaçırırdı. Bu, hayal kırıklığı mıydı, öfke mi, yoksa yarım kalan bir heves mi? İşte o zaman, dünyanın oyunbozanlarla dolu olduğunu öğrenirdik.
Hicrete Kadar Sekinet
Büyüdükçe, birlik ve beraberlik duygularının çocukluktaki saflığını yitirdiğini görürüz. Herkes kendi kabuğuna çekilir ve "ben" demeye başlar. Oysaki tek isteğimiz, çocukluktaki o masum duyguların devam etmesidir. Sevgi, saygı, barış ve hoşgörü içinde yaşayarak ömrümüzü tamamlamak isteriz. Ancak, küresel dünyanın oyunbozanlığı, artık barbarlık ve canavarlık örneği sergiliyor.
Sadece sevgi ve huzurla yaşamak isteyen insanların dünyasına, vahşi canavarların girmesiyle acımasız bir oyunbozanlık yaşanıyor. Bize kalmayacak bir dünya için kendimizi bu kadar oyunbozan bir pozisyona sokmak akıl kârı değil. Bir avuç toprak, makam, şöhret ya da ideolojik bir dava uğruna mı bu kadar çaba? Ne için olursa olsun, unutmayalım ki fâniyiz. Bu bile tek başına yeterli bir kavram bizler için.
Dünyaya Hasr-ı Nazar
Tarihi kaynaklar gösteriyor ki, dünyaya "hasr-ı nazar" duygusu, insanlara fıtrattan konulmuş asli bir duygudur. Bu duygunun iyi veya kötü yönetilmesi, insanın dünya ve ahiret hayatını şekillendirir. Dalalet içinde boğularak oyunbozanlığı maharet sananlar, sadece müreffeh yaşamak isteyenlerin olduğu bir dünyada, herkesin kendi ahiret tarlasını bu dünyada inşa ettiğini bilmeden sanki dünyada baki kalacakmış gibi davranıyor.
Ancak biliyoruz ki, bu oyunlar bitmez ve her asırda olduğu gibi şimdi de devam etme derdinde... Zira insan bu... Bu dünyayı güzelleştiren iyi amelleri çokça olanlar var olduğu gibi kötü nitelikleri Kur’an- Kerim de de zikredilen ve dünyayı kötüleştirenler de var. Onlar ki; her dönemde gölge arketipini gösteren ve bundan gocunmayan; dünya benim, insanlık benim, bütün güç benim ve benim, benim, benim… benim olması için de gereken her şeyi insanlık dışı da olsa yaparım diyen açlık halindeler… Bunu derken de onu Yaratan’ı unutan nisyan içinde bir tavırdalar…
Oyunun Farkında Olmak
Rabbimiz, bu dünyanın bir oyun olduğunu bizlere bildiriyor. Nitekim şu Ayet-i Kerime her zaman tüylerimi ürpertir: "Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi…" (Ankebût Suresi 64) Vesselam.
Fâniyiz ve bir gün oyunbozan bu dünyadan göçeceğiz. Bu hicrete kadar biraz sekînet ve sulh içerisinde kalabilmek, mızıkçılık ve oyunbozanlık yapmadan oyuna devam etmek meziyeti lazım sadece…
Unutmayalım ki, bu dünya bir sınavdır ve hepimiz bu sınavda kendi rolümüzü oynuyoruz. Oyunbozanlık yaparak dünyayı yaşanmaz hale getirmek yerine, sevgi, saygı ve hoşgörü ile hareket ederek daha güzel bir dünya inşa edebiliriz. Ahiretteki gerçek hayatı kazanmak için bu dünyada iyi ameller işlemeye gayret edelim.