İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın İBB'ye yönelik soruşturmaları sonrasında gerçekleşen protestolara katılan 90 kişi, bugün hakim karşısına çıktı. Haklarında 3'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılan sanıkların yargılanmasına başlandı. Mahkeme, salonun yetersizliği nedeniyle sanıkları iki gruba ayırarak duruşmayı erteledi. Bu karar, protestolara katılanlar ve destekçileri arasında büyük bir merak uyandırdı.
Duruşma Salonunda Neler Yaşandı?
İstanbul 65. Asliye Ceza Mahkemeleri'nde görülen dava, salon kapasitesinin yetersiz olması nedeniyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonuna alındı. Duruşmada tutuksuz sanıklar, avukatlar ve çok sayıda destekçi hazır bulundu. Sanıklar, 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet' suçundan yargılanıyor. Mahkeme heyeti, sanık sayısının fazlalığı ve salonun yetersizliği nedeniyle duruşmayı erteleme kararı aldı.
Mahkeme heyetinin aldığı kararlar:
- Sanıkların alfabetik sıraya göre 45'er kişilik iki gruba ayrılması
- İstanbul Valiliği'ne toplantı ve gösteri alanlarının tespit edilmesi için yazı yazılması
- İlk 45 kişinin duruşmasının 4 Temmuz'a ertelenmesi
Protestoların Arka Planı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun olası görevden alınması ihtimali, Türkiye genelinde büyük yankı uyandırmıştı. Bu durum, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından protesto edilmişti. Saraçhane'de yapılan izinsiz gösteri yürüyüşlerine katılan 90 kişi hakkında dava açılması, ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konularında tartışmaları da beraberinde getirdi.
Saraçhane'de Neler Olmuştu?
Protestolar sırasında Saraçhane'de yaşanan olaylar kamuoyunda geniş yer bulmuştu. Göstericiler ile polis arasında zaman zaman gerginlikler yaşanmış, bazı provokatörler olayların seyrini değiştirmişti. Özellikle sosyal medyada yayılan görüntülerde, bazı kişilerin kamu mallarına zarar verdiği ve polise karşı şiddet eylemlerinde bulunduğu iddia edilmişti. Bu olaylar, protestoların meşruiyeti ve sınırları konusunda farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştu.
Bu tür olayların yaşanmaması için, ifade özgürlüğünün ve protesto hakkının yasal sınırlar çerçevesinde kullanılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, şiddet ve kamu düzenini bozma eylemleri, hem bireysel özgürlükleri kısıtlayabilir hem de toplumsal huzuru zedeleyebilir.
İstanbul'da izinsiz gösterilere katılan 90 kişinin yargılanması, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Mahkemenin erteleme kararı, davanın seyrini belirsizliğe iterken, kamuoyu gelişmelerin yakından takipçisi olacak. Dava sonucunda verilecek kararlar, benzer olaylar için emsal teşkil edebilir ve Türkiye'deki hukuk uygulamaları açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.
