04 Mayıs 2025 Pazar

İklim Kanunu Hakkında Şok İddialar! Gerçekler Ortaya Çıktı!

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), TBMM Genel Kurulu'nda geçen hafta ele alınan İklim Kanunu Teklifi hakkında ortaya atılan bazı iddialara yanıt verdi. Merkez, söz konusu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu açıkladı. İşte İklim Kanunu ile ilgili merak edilen tüm detaylar ve doğrular!

Karbon Ayak İzi ve Özgürlük Kısıtlaması İddiaları Gerçeği Yansıtmıyor!

DMM'nin açıklamasına göre, karbon ayak izi uygulaması ile insanların özgürlüklerinin kısıtlanması gibi bir durum söz konusu değil. Karbon ayak izinin azaltılması hedefi sadece üretim yapan organizasyonlar için geçerli olup, bireylerin anayasal hakları ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu iddia, kamuoyunu yanlış yönlendirmeye ve gereksiz endişe yaratmaya yöneliktir.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Karbon ayak izinin azaltılması sadece üretim yapan organizasyonlar için öngörülmektedir. Bireylerle, mülkiyet, seyahat gibi anayasal haklarla en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır."

Yani, vatandaşların günlük yaşamlarını etkileyecek herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir.

"Karbon Vergisi Vatandaşın Cebinden Çıkacak" İddiası Doğru Değil!

DMM, "Emisyon Ticaret Sistemi adı altında karbon vergisi vatandaşın cebinden çıkacak" şeklindeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Kanunda karbon vergisine yönelik hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Emisyon Ticaret Sistemi uygulaması sadece enerji yoğun üretim tesislerini kapsamaktadır ve bireylerle herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.

Merkez, bu konuda şu açıklamayı yaptı:

"Kanunda karbon vergisine yönelik hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Karbon vergisi uygulaması söz konusu değildir. Kanunda Emisyon Ticaret Sistemi uygulaması kapsamı sadece enerji yoğun üretim tesisleridir. Bireylerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır."

Bu açıklama, vatandaşların ekonomik olarak olumsuz etkileneceği yönündeki endişeleri gidermeye yöneliktir.

Tarım ve Hayvancılıkla İlgili İddialar Tamamen Asılsız!

DMM, "Tarım yasaklanacak, istenilen ürün ekilemeyecek, meyve ağaçlarına el konulacak, hayvancılık yasaklanacak, yapay et yedirilecek, hayvan otlatmak yasaklanacak" şeklindeki iddiaların da tamamen asılsız olduğunu belirtti. Kanun metninde bu yönde herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine, kanun afet ve kuraklık risklerine karşı ülkenin topraklarını, tarımını, hayvancılığını ve doğal kaynaklarını korumayı amaçlamaktadır.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Kanun metninde, iddia edildiği gibi veya bu anlama gelebilecek herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Kanun, iddiaların aksine afet ve kuraklık risklerine karşı, ülkemiz topraklarını, tarımını, hayvancılığını ve doğal kaynaklarını korumayı, su ve gıda arz güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır."

Bu açıklama, tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren vatandaşların endişelerini gidermeye yöneliktir.

Paris Anlaşması ve Tarım Alanlarına El Konulması İddiası Gerçek Dışı!

DMM, "Paris Anlaşması'nda küresel güçler tarım alanlarınıza el koyacak, toprağınız elinizden alınacak, istediğiniz ürünü ekemeyecekseniz, ekseniz de ürünler sizin olmayacak" şeklindeki iddiaların da doğru olmadığını vurguladı. Paris Anlaşması'nın 2021 yılında TBMM'de uygun bulma kanunu ile iç hukuka aktarıldığını ve Türkiye'nin anlaşmayı kendi özel koşullarını ve kalkınma hedeflerini önceleyerek imzaladığını belirtti.

Merkez, bu konuda şu açıklamayı yaptı:

"Paris Anlaşması 2021 yılında 'TBMM'de uygun bulma' kanunu ile iç hukukumuza aktarılmıştır. Hatta ülkemiz Paris Anlaşması'nı kendi özel koşullarını ve kalkınma hedeflerini önceleyerek ve dikkate alarak imzalamıştır. Paris Anlaşması 2021 yılından beri kanun hükmünde bir düzenlemedir. 2021 yılından bugüne kadar kısıtlayıcı herhangi bir uygulama olmamıştır, olmayacaktır."

Bu açıklama, vatandaşların toprakları üzerindeki haklarının korunacağı ve herhangi bir kısıtlama olmayacağı güvencesini vermektedir.

Sonuç

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin açıklamaları, İklim Kanunu Teklifi ile ilgili yayılan yanlış bilgileri düzeltmeyi ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. Kanun, iddia edildiği gibi vatandaşların haklarını kısıtlamak yerine, ülkenin doğal kaynaklarını korumayı, tarım ve hayvancılığı desteklemeyi ve iklim değişikliği ile mücadele etmeyi hedeflemektedir. Bu nedenle, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve yanlış algıların önüne geçilmesi büyük önem taşımaktadır.

İlgili Haberler