Ankara'nın Çubuk ilçesinde bulunan Süleyman Demirel Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, sakinlerine doğayla iç içe bir yaşam sunmak için örnek bir projeye imza attı. Huzurevi bünyesinde kurulan sera ve kümes, 271 yaşlı bireyin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığına katkıda bulunuyor. Özellikle köy hayatına aşina olan yaşlılar, bu uygulamayla adeta yeniden doğdu.
Doğayla Yeniden Bağlantı
Huzurevi sakinleri, serada sebze yetiştiriyor, kümeste hayvanlarla ilgileniyor. Bu sayede hem doğayla yeniden temas kuruyorlar hem de üretime katılmanın verdiği hazzı yaşıyorlar. Uzmanlar, bu tür aktivitelerin yaşlıların sosyal yaşama aktif katılımını desteklediğini ve yaşam kalitelerini artırdığını belirtiyor.
Huzurevi yetkilileri, projenin amacını şöyle açıklıyor: "Yaşlılarımızın gülümsemeleri, kümeste geçirilen her dakikada sadece üretkenliği değil, birlikte olmanın değerini de artırıyor. Onların mutluluğu, bizim en büyük motivasyon kaynağımız."
"Dijital Bahar" Yerine Gerçek Bahar
Günümüzde birçok huzurevinde "dijital bahar" etkinlikleri düzenlenirken, Çubuk'taki bu huzurevi gerçek bir bahar deneyimi sunuyor. Yaşlılar, toprakla uğraşırken geçmişe dönüyor, anılarını tazeliyor ve hayata yeniden bağlanıyor. Bu durum, onların psikolojik iyi oluş hallerine de olumlu yansıyor.
Peki, bu tür faaliyetlerin yaşlılar üzerindeki etkileri nelerdir? İşte bazı faydaları:
- Fiziksel aktiviteyi artırır.
- Ruhsal sağlığı destekler.
- Sosyal etkileşimi teşvik eder.
- Yaşam amacını güçlendirir.
- Hafıza ve bilişsel fonksiyonları geliştirir.
Huzurevlerinde Yeni Bir Model mi?
Çubuk'taki bu örnek uygulama, diğer huzurevlerine de ilham kaynağı olabilir. Yaşlı bakımında sadece tıbbi ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp, onların sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarına da cevap vermek büyük önem taşıyor. Doğa ile iç içe aktiviteler, bu ihtiyacı karşılamanın en etkili yollarından biri olarak öne çıkıyor.
Süleyman Demirel Huzurevi'nin bu anlamlı projesi, yaşlıların yaşam kalitesini artırma ve onlara mutlu bir ortam sunma konusunda önemli bir adım. Umuyoruz ki, bu tür uygulamalar yaygınlaşır ve tüm yaşlılarımız hak ettikleri değeri görür.
