
CIA'den Filistin'e Gizli Operasyon! Ajan Skandalı Şok Etti!
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ile bağlantılı olduğu iddia edilen Deborah Fiorin'in, İngiltere'nin en büyük Filistin dayanışma örgütü PSC'ye sızdığı ve örgütün üye veri tabanını yönettiği ortaya çıktı. Bu durum, CIA'in Filistin'e yönelik gizli bir operasyonu olarak değerlendirilirken, İngiliz istihbaratının da olayda parmağı olduğu iddiaları gündeme geldi. Peki, bu skandalın perde arkasında neler var? İşte detaylar:
CIA Ajanı Filistin Örgütüne Nasıl Sızdı?
Deborah Fiorin, 2018 yılında İngiltere'deki en büyük Filistin destek kuruluşu olan PSC'ye "Üyelik ve Veri Sorumlusu" olarak atandı. Bu görev sayesinde örgütün binlerce üyesinin kişisel bilgilerine erişim sağladı. Ancak Fiorin'in geçmişi incelendiğinde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın kültürel propaganda kolunda görev aldığı ve İngiliz istihbaratına yakın şirketlerde çalıştığı belirlendi. Ayrıca, CIA bağlantılı olduğu bilinen Fulbright ve IVLP gibi değişim programlarını yöneten bürolarda da görev yapmış olması, Fiorin'in istihbarat dünyasıyla olan bağlarını daha da güçlendiriyor.
- Fiorin'in 2018'de PSC'ye katılması
- Örgütün üye bilgilerine erişim sağlaması
- CIA ve İngiliz istihbarat bağlantıları
Fiorin'in İstihbarat Bağlantıları Neler?
Belgelere göre Deborah Fiorin, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın kültürel propaganda kolunda görev almasının yanı sıra, İngiliz istihbaratına yakın şirketlerde de çalıştı. 2015 yılında SOAS'ta (University of London'a bağlı ve istihbarata yakın bir çalışma grubu) uluslararası diplomasi eğitimi alan Fiorin, daha önce CIA bağlantılı olduğu bilinen Fulbright ve IVLP gibi değişim programlarını yöneten bürolarda da görev aldı. Sosyal medya profiline göre, veri yönetimi geçmişi olmayan Fiorin, önce ABD, ardından İngiltere merkezli analiz ve istihbarat firmalarında çalıştı. Bu durum, Fiorin'in istihbarat dünyasıyla olan derin bağlarını açıkça ortaya koyuyor.
Bu Skandalın Sonuçları Ne Olacak?
Bu skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte, CIA ve İngiliz istihbaratının Filistin'e yönelik gizli operasyonları yeniden gündeme geldi. Özellikle Filistin destekçisi örgütlerin hedef alınması, uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açabilir. Ayrıca, bu durum İngiltere ve ABD arasındaki ilişkileri de olumsuz etkileyebilir. Filistin dayanışma örgütlerinin güvenliği ve gizliliği konusundaki endişeler artarken, benzer olayların yaşanmaması için daha sıkı önlemler alınması gerektiği vurgulanıyor. Bu olay, istihbarat örgütlerinin sivil toplum kuruluşlarına yönelik müdahalelerinin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.













