
Ahilikten Everest'e: Kaybettiğimiz Değerler ve Yükseliş Mümkün Mü?
Prof. Dr. Ömer Akdağ'ın köşe yazısında, Ahilik ahlakının temel prensiplerinden uzaklaşmamız ve modern dünyadaki yozlaşma ele alınıyor. Yazar, bireysel ve toplumsal düzeyde kaybettiğimiz değerlere dikkat çekerek, Fatih Sultan Mehmed'in lisan öğrenme gayesi ile günümüzdeki yabancı dil öğrenme motivasyonumuz arasındaki Everest Dağı kadar farkın nedenlerini sorguluyor. Ahilikten Everest'e uzanan bu yolculukta, aslında neyi kaybettiğimizi ve nasıl yeniden yükselebileceğimizi tartışmaya açıyor.
Ahilik Ahlakı: Eşyaya Teslim Olmayan Değerler
Her yıl Eylül ayında kutlanan Ahilik Haftası'nın sadece bir gösterişten ibaret olmaması gerektiğine vurgu yapan Akdağ, Ahiliğin temelinde eşyaya teslim olmayan bir ahlakın yattığını belirtiyor. Günümüzde makam ve unvan hırsıyla taklalar atan, gençlerin yollarını kesen derviş kılıklı avcıların varlığına dikkat çekerek, "lime tekûlûne mâ lâ tef'alûn" (yapmadığınız şeyleri niçin söylüyorsunuz) ayetini hatırlatıyor. Yazar, yaşarken ahirete inanmayanların ruhuna Fatiha okunmasının anlamını sorgulayarak, sapla samanın karıştığı bu dönemde dürüstlüğün ve samimiyetin önemini vurguluyor.
Kaybettiğimiz Değerler: Apartmanlardan Azerbaycan'a Uzanan Bir Panorama
Akdağ, apartmanların insanoğluna atılmış en büyük kazıklardan biri olduğunu, Batılılaşma sürecinde yediğimiz kazıklardan biri olarak değerlendiriyor. İsrail'in Filistin'de yaptığı katliamlara dünyanın sessiz kalmasını eleştirerek, hesap soracak bir merciin olup olmadığını sorguluyor. Bir Azeri öğrencinin Türkiye'deki kızların sigara içmesinden duyduğu rahatsızlığı aktararak, Türkiye gençliğinin değerlerinden uzaklaştığını ifade ediyor. Tevazu, ticaret, evlat yetiştirme, akıl, kitap okuma alışkanlığı, mensubiyet bilinci, dil öğrenme gayesi ve taharet gibi konularda da önemli tespitlerde bulunuyor.
- Tevazu: Şuurdan uzak bir başarıdan milyonlarca kez daha önemlidir.
 - Ticaret: Ortak ticari faaliyetlerde kurumsallaşma eksikliği güven sorunlarına yol açıyor.
 - Evlat: Evladın her istediğini vermek, geleceğini çalmak anlamına gelir. İhtiyaçlarını belirlemek önemlidir.
 
Yazar, ateistlerin akıl sağlığını sorgulayarak, "Çizmen çok güzel ama yukarıya çıkma!" diyerek haddini bilmenin önemini vurguluyor. Kitap okuma alışkanlığının seçici olması gerektiğini, malumatfuruşluğun bir fayda sağlamadığını belirtiyor. Mensubiyet bilincinin ırkçılığa dönüşmemesi gerektiğini, ırkın değil amelin önemli olduğunu ifade ediyor. Fatih Sultan Mehmed'in dil öğrenme gayesi ile günümüzdeki dil öğrenme motivasyonunu karşılaştırarak, eğitim sistemimizdeki eksiklikleri sorguluyor.
Everest'e Tırmanış: Yeniden Yükseliş Mümkün Mü?
Akdağ, evlenmeyip "birlikte" olanlar, yurt dışı hayalleri kuranlar ve iç dünyasıyla çelişen başörtülülerin aynı mahallenin sakinleri olmasını eleştirerek, nasıl bir aşağılık duygusuna kapıldığımızı sorguluyor. Fatih Sultan Mehmed'in lisan öğrenme gayesiyle günümüzdekilerin yabancı dil öğrenmeleri arasındaki farkın Everest Dağı kadar olmasının sebebini araştırıyor. Yazar, neyimizi kaybettiğimizi bilerek, yeniden yükselişe geçebileceğimizi ifade ediyor.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Ömer Akdağ'ın yazısı, Ahilik ahlakından uzaklaşmamızın ve modern dünyadaki yozlaşmanın bireysel ve toplumsal düzeyde yarattığı sorunlara dikkat çekiyor. Yazar, kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanarak, Fatih Sultan Mehmed'in vizyonuna ulaşmanın mümkün olduğunu vurguluyor. Bu, bireysel ve toplumsal olarak kendimizi sorgulamamız, değerlerimizi yeniden keşfetmemiz ve geleceğe umutla bakmamız için bir çağrıdır.










