
Esenyurt Cinayeti: "Eşim Kendi Kendine Öldü!" Şok Savunma
Esenyurt'ta eşini boğarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan Sercan Güler, ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanık Güler, mahkemede yaptığı savunmada, "Eşim kendi kendine öldü. Ben uyuyordum" diyerek şaşkınlık yarattı. Mahkeme heyeti, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Olayın Detayları
Olay, 12 Şubat'ta Esenyurt Akçaburgaz Mahallesi'nde meydana geldi. Sercan Güler'in bağırışlarını duyan yakınları, Güler ailesinin evine girdiklerinde Sibel Güler'in hareketsiz yattığını gördü. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, Sibel Güler'in hayatını kaybettiğini belirledi. Yapılan otopside, Sibel Güler'in 'boyun baskısı ve el ile ağzının kapatılması' sonucu öldüğü tespit edildi.
Soruşturma kapsamında, sanık Sercan Güler hakkında hazırlanan raporda, sanığın işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı belirtilerek, 'akli dengesinin yerinde olmadığı' tespit edildi. Ancak, savcılık sanığın 'Eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasını talep etti.
Duruşmada savunma yapan Sercan Güler, eşiyle aralarında herhangi bir tartışma veya kavga olmadığını, uyandığında eşinin nefes almadığını fark ettiğini iddia etti. Otopsi raporundaki bulgulara ilişkin olarak ise, sadece parmağıyla eşinin nefes alıp almadığını kontrol ettiğini ve boyun baskısının bu yüzden oluşmuş olabileceğini savundu.
Çocuktan Şok İfade
Duruşmada tanık olarak dinlenen çiftin çocuğu N.Y.G., babasının mutfakta kendi kendine bağırmaya başladığını ve 'Kurban olduğum Allah’ım suçumu affet' dediğini duyduğunu söyledi. Bu ifade, salonda büyük bir şaşkınlık yarattı.
Olay günü eve gelen Serdar Güler ise, Sercan'ı seccadenin üzerinde sinir krizi geçirirken gördüğünü ve Sibel'in ağzında yemek kaşığı olduğunu belirtti. Bu detaylar, cinayetin ardındaki sır perdesini daha da kalınlaştırdı.
Davanın Seyri
Sibel Güler'in ailesinin avukatı, sanığın akli dengesinin yerinde olduğunu ve kıskançlık nedeniyle cinayeti işlediğini savunarak, tekrar akıl sağlığı raporu alınmasını talep etti. Ancak, mahkeme heyeti bu talebi reddetti ve duruşmayı eksik hususların tamamlanması için erteledi.
Dava, Esenyurt'ta yaşanan bu trajik olayın ardındaki gerçeklerin ortaya çıkarılması açısından büyük önem taşıyor. Sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığı, cinayetin nedeni ve olayın detayları, yapılacak yargılamalar sonucunda netlik kazanacak. Bu dava, sadece bir cinayet davası olmanın ötesinde, aile içi şiddet, kıskançlık ve akıl sağlığı gibi önemli toplumsal sorunlara da ışık tutuyor.